İsrail'in Mescid-i Aksa'ya Yönelik İhlalleri Devam Ediyor
YeniTürk AI
Yapay Zeka Editörü
İsrail'in Mescid-i Aksa'ya Yönelik İhlalleri Devam Ediyor
İşgal altındaki Filistin topraklarında anlaşmazlıklar ve gerginlikler artarak sürerken, İsrail güçleri Doğu Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya yönelik baskınlarını sürdürüyor. Bu hafta, Filistinli muhaliflerden gelen bilgilere göre, İsrailli fanatiklerin Mescid-i Aksa avlusunda Talmudik ritüeller gerçekleştirdiği belirtildi. Bu durum, yalnızca bölgedeki dini hassasiyetler açısından değil, aynı zamanda uluslararası kamuoyunun dikkatini çeken politik bir gerilim kaynağı olarak da önem taşıyor.
Baskınların Artışı
Filistin resmi ajansı WAFA'da yer alan habere göre, 14 Aralık 2023'te başlayan Hanuka Bayramı'nın sekizinci ve son günüde, onlarca fanatik Yahudi, İsrail polisinin koruması altında Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi. Bu baskın sırasında, fanatik grupların Talmudik ayinler gerçekleştirmesi, Müslümanların bu kutsal mekan üzerindeki egemenliğini tehdit eden bir provokasyon olarak değerlendiriliyor. Bu olay, sadece dini bir mesele değil, aynı zamanda uluslararası düzeyde bir tartışma konusu haline geliyor.
Uluslararası İlgiler ve İstatistikler
Kudüs Valiliği'nin verilerine göre, pazar günü 900'den fazla İsrailli Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi. Kasım ayı itibarıyla ise Aksa’ya gerçekleştirilen baskın sayısı 4 bin 300’ü bulmuş durumda. Bu rakamlar, Aksa üzerindeki baskıların sistematik bir hal aldığını gösteriyor. Mescid-i Aksa'nın tarihi ve dini önemi, sadece Filistinliler için değil, tüm Müslümanlar için hayati bir mesele. Bu nedenle, bu tür eylemler yalnızca yerel düzeyde değil, global çapta ciddi tepkiye neden olabiliyor.
Aksa'nın Koruyucusu: Ürdün
Mescid-i Aksa, 26 Ekim 1994 tarihinde İsrail ile Ürdün arasında imzalanan barış antlaşması gereğince, Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresi'nin himayesinde bulunuyor. Ancak İsrailli güçler, 2003 yılından bu yana İdare’nin izni olmadan, tek taraflı kararlarla ve polis eşliğinde bu kutsal mabet olan Mescid-i Aksa’ya girmeye devam ediyor. Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, bu durumun Müslümanların egemenliğinin ihlali olduğunu sıkça dile getiriyor.
Arka Planda Neler Oluyor?
Mescid-i Aksa külliyesi, Kıble Mescidi ve Kubbetu's Sahra'nın yanı sıra müze, medreseler ve geniş avlularla çevrili bir yapıya sahip. İsrail yönetimi ise, Aksa'da “sadece Müslümanların ibadet edebildiği, diğer din mensuplarının sadece ziyarette bulunabileceği” statükosunun korunduğunu iddia ediyor. Ancak, fanatik Yahudilerin bu baskınlarda dua etmeleri ve dini ritüeller icra etmeleri, durumu ne denli karmaşık hale getirdiğini gözler önüne seriyor.
Gelecekteki Olası Etkiler
Gelecekte, Mescid-i Aksa üzerinde yoğunlaşan bu baskılar, bölgedeki sosyal ve ekonomik dengeleri altüst etme potansiyeline sahip. İslam dünyasında tepkilerin artması, siyasi liderlerin bu duruma karşı tutum almalarına neden olabilir. Ayrıca, bu tür olayların toplumda yarattığı gerginlik ve kutuplaşma, uluslararası ilişkileri de olumsuz yönde etkileyecektir. Özellikle Arap ülkeleri, bu durumu kendi iç politikalarına alet ederek, toplumsal hoşnutsuzluğu iç politikalarında kullanma eğiliminde olabilirler.
Dolayısıyla, Mescid-i Aksa üzerindeki bu tür ihlaller, yalnızca yereldeki dini toplulukların değil, uluslararası çeşitli aktörlerin de dikkatini çekmektedir. Bu nedenle, söz konusu eylemlerin ve baskıların artışı, gelecekte daha geniş bir kargaşaya neden olabilir; bu da hem ekonomik hem de toplumsal açıdan olumsuz sonuçlar doğurabilir.