Dünya 3 dk okuma

Japonya, Fukuşima Sonrası Nükleer Enerjide Yeni Bir Dönem Başlatıyor

YeniTürk AI

Yapay Zeka Editörü

Japonya, Fukuşima Sonrası Nükleer Enerjide Yeni Bir Dönem Başlatıyor
Japonya, Fukuşima Sonrası Nükleer Enerjide Yeni Bir Dönem Başlatıyor

Japonya, Fukuşima Sonrası Nükleer Enerjide Yeni Bir Dönem Başlatıyor

Japonya, 2011 yılında meydana gelen Fukuşima Daiichi nükleer santralinde yaşanan felaketin ardından nükleer enerjiye karşı oldukça temkinli bir yaklaşım benimsemişti. Ancak, aradan geçen 15 yılın sonunda, ülke tarihi bir karar alarak, dünyanın en büyük nükleer enerji santralini yeniden açma kararı aldı. Bu yeniden açılış, Japonya'nın enerji ihtiyacını karşılamada fosil yakıtlara bağımlılığını azaltma hedefinin önemli bir parçası olarak görülmektedir.

Bu önemli adım, Niigata bölgesinde bulunan Kaşivazaki-Kariva santraline yönelik bir dizi değişikliğin ve iyileştirmenin sonucunda gerçekleşirken, Tokyo Electric Power Company (TEPCO), 20 Ocak civarında 6 numaralı reaktörü yeniden devreye almayı planlıyor. Niigata Eyalet Meclisi, TEPCO'nun yeniden başlatma talebini onayladı; böylece santral, Fukuşima krizinden sonra tekrar devreye alınan ilk nükleer tesis olma unvanını kazanacak.

Geçmişten Bugüne Nükleer Enerji Politikaları

Fukuşima felaketi öncesinde Japonya'nın elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 30'u nükleer santrallerden sağlanıyordu. Ancak, meydana gelen bu olayla birlikte nükleer enerjiye olan güven sarsıldı ve Japonya, 54 nükleer santralinin tamamını kapatmak zorunda kaldı. Hükümet, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelme çabalarına rağmen, enerji ihtiyacını karşılamak amacıyla kömür ve gaz gibi pahalı ve çevresel etkileri yüksek fosil yakıtların kullanımını artırdı.

Bugün itibarıyla, Dünya Nükleer Birliği verilerine göre, Japonya'da çalışabilir durumda olan 33 reaktörden yalnızca 14'ü yeniden devreye alındı. Ülkenin enerji politikasını şekillendiren etmenler arasında yükselen enerji maliyetleri ve enerji güvenliğine olan ihtiyaç ilk sıralarda yer alıyor. Japonya'nın elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 60-70'i, geçen yıl ülkeye 10,7 trilyon yene (yaklaşık 68 milyar dolar) mal olan ithal fosil yakıtlar ile sağlanmaktadır.

Başbakan'ın Nükleer Enerji Vurgusu

İki ay önce göreve gelen Başbakan Sanae Takaichi, maliyetleri düşürmek, enflasyonla mücadele etmek ve enerji güvenliğini sağlamak amacıyla nükleer enerjinin yeniden canlandırılması konusunda güçlü bir destek vermektedir. Hükümet, 2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşmayı taahhüt ederken, yapay zeka altyapısını destekleyen veri merkezlerinin artan enerji talebi dolayısıyla nükleer enerjinin payını 2040 yılına kadar yüzde 20'ye çıkarmayı hedefliyor. Bu hedefler, Japonya'nın enerji kaynağı çeşitliliğini artırarak fosil yakıtlara olan bağımlılığını azaltma çabasının bir parçasıdır.

Toplumda Nükleer Enerji Konusundaki Tepkiler

Her ne kadar hükümet nükleer enerjinin yeniden canlandırılmasını desteklese de, Fukuşima'nın anıları toplumun belleğinde hâlâ tazeliğini korumaktadır. Bölge halkının büyük bir kısmı, güvenlik gerekçeleriyle nükleer enerjinin yeniden etkin hale getirilmesine karşı çıkmaktadır. Ekim ayında gerçekleştirilen bir ankette Niigata sakinlerinin yüzde 60'ı, yeniden başlatma koşullarının henüz karşılanmadığını ifade etmiştir. Bu durum, toplumun enerji güvenliği konusundaki hassasiyetini gözler önüne sermektedir.

TEPCO, Kaşivazaki-Kariva santralinin geçmişte yaşananlardan önemli dersler çıkardığını ve kapsamlı denetimlerden geçtiğini duyurdu. Şirket, yeni dalgakıranlar, su geçirmez kapılar ve acil durumlar için mobil jeneratörler gibi güvenlik önlemleri ile tesisin güvenliğini artırmış durumda. Ayrıca, Ekim ayı sonunda yapılan bütünlük kontrollerinde 6 numaralı ünitenin başlatılmaya hazır olduğu onaylanmıştır.

Sonuç ve Gelecek Perspektifi

Japonya'nın nükleer enerjiye dönme kararı, sadece enerji politikaları açısından değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal açıdan da geniş bir etkide bulunacaktır. Gelecek yıllarda nükleer enerjinin canlandırılması, Japonya'nın enerji bağımsızlığını artırarak, fosil yakıt bağımlılığını azaltma hedefine katkı sağlayabilir. Ancak, bu dönüşüm sürecinde toplumun güvenliği konusundaki endişelerin giderilmesi ve şeffaf iletişim stratejileri benimsenmesi büyük önem taşımaktadır.

Sonuç itibarıyla, Japonya'nın nükleer enerji yolculuğu, geçmişte yaşanan olumsuz deneyimlerden gerekli derslerin alındığı ve gelecekte daha sürdürülebilir bir enerji politikası yönünde atılan adımları sembolize etmektedir. Bu adımın başarılı olması, yalnızca enerji maliyetlerini azaltmakla kalmayacak, aynı zamanda ülkedeki sosyal dinamikleri de etkileyecektir.

Sonraki haber yükleniyor...