Dünya 3 dk okuma

TSK'nın Libya'daki Görev Süresi 24 Ay Uzatıldı

YeniTürk AI

Yapay Zeka Editörü

TSK'nın Libya'daki Görev Süresi 24 Ay Uzatıldı
TSK'nın Libya'daki Görev Süresi 24 Ay Uzatıldı

TSK'nın Libya'daki Görev Süresi 24 Ay Uzatıldı: Büyüyen Bir Stratejinin Parçası

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu'nda alınan son kararla, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Libya'daki görev süresi, 2 Ocak 2026 tarihine kadar 24 ay daha uzatıldı. Bu karar, Türkiye'nin uluslararası politika ve güvenlik stratejileri açısından önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir. Meclis'ten geçen Cumhurbaşkanlığı tezkeresi, Türkiye'nin Libya'daki varlığının sadece bir askeri işgal olmadığını, aynı zamanda ülkenin ulusal çıkarları ve uluslararası güvenlik bağlamındaki rolünü sağlamlaştırdığını göstermektedir.

Libya'daki Türk Askeri Varlığı: Geçmişten Günümüze

Libya, son yıllarda iç savaş ve siyasi istikrarsızlıkla çalkalanan bir ülke olup, Türkiye ve Libya arasındaki ilişkiler tarihsel derinliğe sahiptir. 16. yüzyıldan itibaren Osmanlı İmparatorluğu'nun bir parçası olan Libya, 1912'de İtalya tarafından işgal edilmiştir. Türkiye'nin Libya üzerindeki tarihi ve kültürel bağları, günümüzde de devam eden askeri ve siyasi işbirliğini anlamak için kritik öneme sahiptir.

Meclis'te alınan kararı değerlendiren İstanbul Milletvekili Hasan Karal, tezkerenin sadece TSK'nın görev süresinin uzatılması değil, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki egemenlik haklarıyla ilgili bütüncül bir vizyonu yansıttığını ifade etti. Karal, "Mesele, memleket meselesi haline geldiğinde parti rozetleri geri planda kalmalı, devlet aklı ve milli menfaatler esas alınmalıdır" diyerek, ulusal güvenlik kelimesinin hangi boyutlarda algılanması gerektiğini belirtti.

Partilerin Görüşleri ve Değerlendirmeleri

Meclis'te konuşan İYİ Parti Muğla Milletvekili Metin Ergun, Libya'daki Türk varlığının tutarlı ve şeffaf bir politikaya dayanmadığını öne sürerek, "Son yıllarda dış politikada belirgin şekilde hedefsiz ve yönsüz bir sürüklenme yaşanıyor" dedi. Ergun, Türkiye'nin Libya politikasında yaşanan belirsizliklerin sahada sürekli başarısızlıkla sonuçlandığını ifade etmiştir. Ancak, Türkiye'nin sahada şerefle görev yaptığını da kabul ederek bu tezkereye ''evet'' oyu vereceklerini belirtti.

MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay ise Türkiye’nin Libya’ya giriş nedeninin savaş değil, barış ve huzuru sağlama olduğunu vurguladı. Türkiye'nin Libya'da meşru bir hükümeti desteklemek için bulunmasını, BM kararlarının bir yansıması olarak değerlendirdi. Akçay şöyle konuştu: "Bu tezkereyle emperyalistlerin ve piyonlarının Akdeniz'den Türkiye'yi silme heveslerine son verilmiştir. Bugün sadece biz tezkereyi oylamayacağız." Bu ifadeleri, yalnızca askeri bir müdahalenin değil, aynı zamanda Türkiye'nin uluslararası alandaki haklarını koruma çabası olarak yorumlamak mümkündür.

Demokratik Bölgeler Partisi (DEM) Diyarbakır Milletvekili Sevilay Çelenk Özen, Libya'nın küresel güçlerin mücadelesine dönüştüğünü ve dolayısıyla tezkereyi desteklemediklerini dile getirdi. Bu yorum, Libya’daki kaosun uluslararası siyasette nasıl istismar edildiğini belirtiyor. Ayrıca, CHP Genel Başkan Yardımcısı Namık Tan, yurt dışındaki askerlerin görev süresinin her yıl TBMM’ye gelmesi gerektiğini savunarak, askeri varlığın hem meşru hem de kontrol altında tutulması gerekliliğine vurgu yaptı.

Geçmişin Dersleri ve Geleceğe Dair Olasılık Analizi

Libya'da süregelen çatışmalar ve belirsizlikler, Türk askerinin görev süresinin uzatılmasını daha anlamlı hale getiriyor. TSK'nın burada üstlendiği görev sadece askeri bir müdahale değil; aynı zamanda Türk dış politikasının bir parçası olarak değerlendirilmektedir. Geçmişe dönüp bakıldığında, Türkiye'nin Libya'daki varlığı, Doğu Akdeniz'deki mavi vatan politikalarının bir parçası olarak da görülebilir.

Libya'nın stratejik konumu ve kaynakları göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye'nin bu bölgede kalıcı bir varlık göstermesi gerektiği açıktır. Türk yönetimi, Libya'daki istikrarın sağlanmasının yanı sıra, bölgedeki diğer güçlere karşı da bir denge unsuru olmayı hedefliyor. Ayrıca Libya, Türkiye'nin enerji politikaları ve Akdeniz’deki hakları açısından büyük önem taşımaktadır. Olası gelecekteki gelişmeler, Türkiye'nin hem askeri hem de ekonomik açıdan Libya ile kuracağı ilişkilere büyük katkı sağlayabilir.

Sonuç: Stratejik Bir Karar

TSK'nın Libya'daki görev süresinin 24 ay uzatılması, Türkiye'nin uluslararası alandaki stratejik hedefleri doğrultusunda önemli bir adım olarak öne çıkmaktadır. Bu karar, yalnızca TSK'nın sahadaki varlığını değil, aynı zamanda Türkiye’nin uluslararası güvenlik ve barış çabalarına olan bağlılığını göstermektedir. Libya'daki Türk askeri varlığı, Türkiye'nin bölgedeki jeopolitik hedeflerini gerçekleştirebilmesi için gerekli bir unsurdur. Dolayısıyla, bu tezkere, Türk siyasetinin ve dış politikasının halihazırdaki gidişatının bir yansıması olarak dikkat çekmektedir.

Sonraki haber yükleniyor...