Azerbaycan ile Yeni Ekonomik İşbirliği Protokolü Anlaşması

Türkiye ve Azerbaycan, uluslararası ilişkilerini güçlendirme amacıyla 12. Dönem Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) Protokolü’nü imzaladı. Bu anlaşma, 110 Eylem Planı ile desteklenerek iki ülke arasındaki ekonomik ortaklıkları derinleştirmeyi hedefliyor. Söz konusu işbirliği, bölgesel kalkınma ve istikrar açısından önemli bir fırsat sunmaktadır.

Toplantının Detayları ve İçeriği

Cumhurbaşkanlığı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Azerbaycan Başbakanı Ali Asadov, Bakü’deki Bakanlar Kurulu binasında üst düzey heyetler eşliğinde bir araya geldi. Burada gerçekleştirilen 12. Dönem KEK Toplantısı sonucunda iki lider, KEK Protokolü ve bu protokole bağlı 110 maddeden oluşan Eylem Planı’nı imzaladı. Yılmaz, toplantı öncesinde yaptığı konuşmada, iki ülke arasındaki ilişkilerin siyasi söylemlerin ötesinde, 'iki devlet, tek millet' anlayışıyla pekiştiğine vurgu yaptı.

Stratejik Vizyon ve Ekonomik İşbirliği

2021 yılında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlhham Aliyev tarafından imzalanan Şuşa Beyannamesi ile iki ülke ilişkileri müttefiklik düzeyine çıkarılmıştır. Yılmaz, hali hazırda gerçekleştirilen ekonomik işbirliğinin genişletilmesi için Türk Devletleri Teşkilatı çerçevesinde de ortak projelerin hayata geçirilmesinin hedeflendiğini ifade etti.

Bu bağlamda Yılmaz, KEK toplantılarını, somut ekonomik projeler üretmek ve ortak hedeflere erişmek için bir yol haritası olarak görmektedir. Türkiye'nin ekonomik büyüme ivmesini koruduğunu belirten Yılmaz, mevcut durumun Azerbaycan ile yapılan işbirliğini güçlendirdiğini vurgulamıştır.

Enerji ve Lojistik İşbirliği

Cevdet Yılmaz, dünya çapında enerji arz güvenliliğinin öneminin arttığı bir dönemde, Türkiye ve Azerbaycan’ın Doğu ile Batı arasında güvenli bir köprü olma konumunun altını çizdi. Bu iki ülke, Bakü-Tiflis-Ceyhan ve Bakü-Tiflis-Erzurum projeleri sayesinde Avrupa için önemli bir enerji güvenliği sağlamakta. Ancak, Yılmaz, Türkiye ve Azerbaycan’ın sadece enerji taşımakla kalmayıp, aynı zamanda enerjinin yönetileceği merkezler haline gelmeleri gerektiğini belirtmektedir.

Ayrıca, enerji işbirliğinin yenilenebilir enerji kaynaklarını da kapsayacak şekilde çeşitlendirilmesi gerektiğine dikkat çekmiştir. Nahçıvan üzerinden planlanan enerji koridorunun bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğinin altını çizen Yılmaz, bu sayede iki ülke arasındaki enerji ortaklığının güçleneceğini ifade etmiştir.

Ortak Projeler ve Ticaret Hedefleri

Cevdet Yılmaz, Türkiye’nin uluslararası piyasalardaki güvenilirliğinin artırılmasının, iki ülke arasında ticaret hacminin 8 milyar dolara ulaştığını ve buradan hareketle 15 milyar dolarlık bir ticaret hedefinin oluşturulmasını sağladığını vurguladı. Ayrıca, her iki ülkeden yapılan yatırımlarla Türkiye'nin Azerbaycan’a yaptığı yatırımların 18 milyar dolara, Azerbaycan’ın Türkiye’ye yaptığı yatırımların ise 21 milyar dolara ulaşmış olduğu bilgisi vermiştir.

Yılmaz, KEK toplantılarının ticaret, yatırımlar, müteahhitlik, enerji, eğitim ve tarım gibi birçok alanda yeni başarı hikayeleri yazmak için bir zemin oluşturduğunu, bu kapsamda 2024 yılında gerçekleştirilecek 11. Dönem KEK Toplantısı’nda imzalanacak olan 120 eylem maddesinin, iki ülkedeki işbirliğini daha da ileriye taşıyacağını belirtmiştir.

Gelecek Vizyonu ve Eğitim İşbirliği

Cevdet Yılmaz, Türkiye Maarif Vakfı'nın bu işbirliği sürecindeki rolüne de değinerek, eğitim alanında iki ülke arasında derinleşme sağlanmasının önemine dikkat çekmiştir. Azerbaycan’daki Maarif okullarının genişletilmesi ve yeni eğitim kampüslerinin açılması için planlamaların yapıldığını ifade etmiştir. Yılmaz, eğitimden üretime, ortak projelere ulaşmanın temel yolu olarak bu eğitim işbirliğini görmektedir.

Sonuç

Toplantının sonunda, Ticaret Bakanı Ömer Bolat ve diğer yetkililerin katılımıyla gerçekleştirilen imzalar, iki ülke arasındaki güçlü ilişkilerin ekonomik boyutlarda da devam edeceğinin kağıda dökümünü sağlamaktadır. Bu süreç, Türkiye ve Azerbaycan arasında köklü dostlukların pekişmesinin yanı sıra, aynı zamanda bölgesel istikrar ve kalkınma adına büyük bir önem taşımaktadır. Gelecek yıllarda bu işbirliğinin derinlemesine ve sürdürülebilir hale gelmesi, her iki ülkenin ekonomik kalkınmalarına ve bölgesel güçlerini pekiştirmelerine katkı sağlayacaktır.