Gündem 3 dk okuma

ABD'nin 901 Milyar Dolarlık Savunma Bütçesi Onaylandı

YeniTürk AI

Yapay Zeka Editörü

ABD'nin 901 Milyar Dolarlık Savunma Bütçesi Onaylandı
ABD'nin 901 Milyar Dolarlık Savunma Bütçesi Onaylandı

ABD'nin 901 Milyar Dolarlık Savunma Bütçesi Onaylandı

ABD Senatosu, Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası (NDAA) çerçevesinde 2026 savunma bütçesini onayladı ve bu tasarıyı Beyaz Saray'a gönderdi. 901 milyar dolarlık bu bütçe, Amerika Birleşik Devletleri'nin önümüzdeki yıllarda savunma harcamalarındaki önemli artışları gözler önüne seriyor. Dönem dönem tartışmalara neden olan bu büyük bütçeler, ABD'nin uluslararası düzlemdeki askeri gücünün ve güvenlik politikalarının devamlılığını sağlamaya yönelik stratejik hamleler olarak değerlendiriliyor.

Senato Genel Kurulu'nda yapılan oylamada tasarı, 77 "evet" oyuna karşılık 20 "hayır" oyuyla kabul edildi. 3 bin 86 sayfadan oluşan tasarı, Temsilciler Meclisi'nden geçmiş olup Senato'da da onaylandıktan sonra, ABD Başkanı Donald Trump'ın imzasına sunuldu. Başkan Trump'ın, bütçeyi kısa süre içinde imzalaması bekleniyor.

Askeri Rekabet ve Uluslararası İlişkiler

Bu savunma bütçesinde dikkat çeken unsurlardan biri, ABD'nin Rusya ve Çin ile olan askeri rekabetini güçlendirmeye yönelik düzenlemelere yer verilmesi. Özellikle, Rusya-Ukrayna savaşı sürecinde Ukrayna'ya yönelik yaklaşık 400 milyon dolarlık savunma yardımı öngörülmektedir. Bu kapsamda ABD, silah tedarik eden yerel şirketlere, Ukrayna ordusunun ihtiyaçlarını karşılamak üzere destek sağlayacak.

Başka bir önemli husus ise, Pentagon'un Avrupa'daki ABD askerlerinin sayısını 76 binin altına düşürmesini engelleyen bir hükmün tasarıya dahil edilmesidir. Bu, ABD'nin Avrupa'daki askeri varlığına ve güvenlik politikalarına yön verme anlamında kritik bir öneme sahiptir.

Çin ile Teknoloji Mücadelesi

NDAA tasarısı, ayrıca Amerikalı bireylerin ve ABD şirketlerinin Çin ile hassas teknolojileri kapsayan tüm işlemlerinin Hazine Bakanlığı'na bildirilmesini zorunlu hale getiriyor. Bu durum, özellikle teknoloji alanındaki rekabeti ve güvenlik mücadelesini sürekli kılacak bir strateji olarak öne çıkıyor. Sonuçları itibarıyla, ABD'nin teknolojik üstünlüğünü koruma çabası önemli bir ivme kazanıyor.

Ek olarak, tasarı; bazı Çinli biyoteknoloji şirketlerinin federal fonlardan yararlanmasını yasaklayan Biyogüvenlik Yasası'nı da kapsıyor. Bu yasaların, Amerikan ekonomi ve sanayisini geliştirmek adına alınan önlemler olarak değerlendirilmesi mümkün. Tayvan’a 1 milyar dolarlık savunma fonu sağlanması ve Filipinler'e 1,5 milyar dolarlık destek öngörüsü, ABD’nin Asya-Pasifik bölgesindeki müttefikleriyle ilişkilerini güçlendirmek için atılmış adımlar olarak kayda geçiyor.

Sezar Yasası’nın İptali ve Etkileri

2026 savunma bütçesinde en dikkat çeken unsurlardan biri, Suriye'ye yaptırımlar getiren Sezar Suriye Sivil Koruma Yasası'nın iptali olmuştur. Bu yılki metne eklenen bir düzenleme ile birlikte, tasarının yasalaşması durumunda Sezar Yasası'nın yürürlükten kalkması öngörülmektedir. Yaptırımların kaldırılması için belirli şartların uygulanacağı ve Trump'ın bu konuya ilişkin raporunu 90 gün içinde ilgili Kongre komitelerine sunacağı belirtilmektedir.

Sezar Yasası, ABD tarafından, Beşşar Esed yönetiminin Suriye'deki ekonomik toparlanmasını engellemek amacıyla yürürlüğe konulmuştu. Bu yasanın iptali, Suriye'deki durumu doğrudan etkileyebilir; bölgedeki siyasi, ekonomik ve sosyal dinamiklerin tekrar gözden geçirilmesine yol açacaktır. Suriye'deki yeniden yapılanma süreçleri ve bu süreçlerin Amerikan politikasındaki yeri, önümüzdeki dönemde dikkate alınması gereken konular arasında yer alıyor.

Gelecekteki Olası Etkiler

Bu bütçenin gelecekteki olası etkileri, hem Amerika Birleşik Devletleri içinde hem de uluslararası alanda önemli tartışmalara yol açabilir. Özellikle, askeri harcama artışının yan etkileri; toplumda sosyal hizmetlere yönelik kaynakların azalması gibi sonuçlar doğurabilir. Ayrıca, uluslararası ilişkilerdeki gerginlikler ve rekabetin artması, ekonomik ve diplomatik açıdan yeni fırsatları veya tehditleri beraberinde getirebilir.

Öte yandan, ABD'nin küresel güvenlik politikalarında sertleşmenin getireceği muhtemel sonuçlar, bazı ülkelerde anti-Amerikancı tutumların artmasına yol açabilir. Bununla birlikte, Asya-Pasifik bölgesindeki müttefikleriyle olan ilişkilerini güçlendirmek istemesi, ABD'nin diplomatik ilişkilerinde dönüştürücü bir etki yaratabilir. Sonuç olarak, ABD’nin bu bütçeyle ortaya koyduğu stratejilerin, uluslararası düzeyde ne gibi yan etkileri olacağı, zaman içerisinde daha net bir şekilde görülecektir.

Sonraki haber yükleniyor...