Afganistan'da Divanı Hikmet Bulundu
YeniTürk AI
Yapay Zeka Editörü
Afganistan'da Dîvân-ı Hikmet Nüshası Keşfedildi
Hoca Ahmed Yesevî’nin önemli eserlerinden biri olan Dîvân-ı Hikmet’in Afganistan’da bir nüshasının bulunduğu haberi, Türk edebiyatı ve kültürü açısından büyük bir keşif olarak değerlendirilmektedir. Kabil Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olan Nasratullah Morad tarafından TRT Haber’e aktarılan bilgiler, bu benzersiz eserin tarihe ışık tutacak özelliklerine dikkat çekmektedir.
Dîvân-ı Hikmet: Eserin Derin Anlamı
Dîvân-ı Hikmet, Hoca Ahmed Yesevî’nin tasavvufî öğretilerini içeren ve Türk tasavvuf edebiyatındaki en eski örneklerden biri olarak kabul edilen bir eserdir. Eserde İslamî öğretiler, peygamber sevgisi, dervişlik hayatı, cennet ve cehennem tasvirleri gibi konular işlenmektedir. Bu bağlamda, Hoca Ahmed Yesevî’nin derviş hayatı ve manevi öğretileri, yüzyıllar boyunca Türk halkının değerleriyle bütünleşmiştir.
Morad’ın Keşfi ve Sağladığı Katkılar
Hoca Ahmed Yesevî’nin Dîvân-ı Hikmet nüshasını bulan Nasratullah Morad, bu eserin özelliklerini vurgulayarak şu sözleri dile getirmiştir: “Dîvân-ı Hikmet’i Dr. Aminullah Nail Xankeldi 2021 yılında dört el yazma nüshası ve kendisinin yeni yayımladığı eseri ile bana hediye etmişti. Nüsha kendisine nesilden nesile ona miras kalmış.” Bu ifade, eserin tarihsel ve kültürel bağlamda taşıdığı önemi bir kez daha gözler önüne sermektedir.
Nüshanın yazılış tarihi net olmamakla birlikte, Morad, kağıdın özellikleri ve şekli sayesinde 18. yüzyılın sonlarına tarihlenebileceğini düşünmektedir. Özellikle Dîvân-ı Hikmet’in şiir dili ve içeriği, sade ve yalın bir anlatımdan oluşmakta olup, halkın anlayabileceği dini ve ahlaki öğütler sunmaktadır. Bu açıdan, eser, Türk kültürünün ve edebiyatının halk katmanlarına ulaşmasında önemli bir rol oynamıştır.
Nüshanı Oluşturan Özellikler
- Dîvân-ı Hikmet, hem aruz hem de hece ölçüsü kullanılarak yazılmıştır.
- Eserin karton kapaklı olması ve üzerinin pamuk ipinden dokunmuş bez ile sarılması, tarihi özelliklerini koruduğunu gösterir.
- Nüsha, yaklaşık 47 yaprak ve 94 sayfadan oluşmaktadır; bu yapılar, dönemin yazım özelliklerini yansıtmaktadır.
- 44a sayfasında bulunan iki küçük mühür, nüshanızı daha da özel kılan unsurlardan biridir.
Karşılaştırma ve Eserin Yeniliği
Morad, Dîvân-ı Hikmet nüshasını 11 farklı el yazma nüsha ve basılmış eserlerle kıyaslamıştır. Bu inceleme sonucunda, “Mukayese neticesinde 84 hikmetten oluşan Afganistan nüshasındaki 36’sı Türkçe ve 11’i Farsça olmak üzere toplam 47 hikmeti günümüzde Türkiye’de yapılan çalışmalar içinde yer almayan hikmetleri barındırıyor.” demektedir. Diğer 37 hikmet ise benzerlik gösterse de birebir aynı değildir. Bu durum, Dîvân-ı Hikmet’in Afganistan’daki nüshasının, Türk Dünyası için ne denli değerli bir kaynak olduğunu ortaya koymaktadır.
Gelecekteki Olası Etkiler
Hoca Ahmed Yesevî’nin öğretilerinin gün yüzüne çıkması, yalnızca edebi bir keşif olmanın ötesinde, Türk Dünyası’ndaki kültürel ve sosyal dinamikleri de etkileme potansiyeline sahiptir. Bu buluntu, Türk dili ve Türk edebiyatının güçlenmesi açısından önemli bir katkı sağlamaktadır. Morad’ın hedefi, bu eserle Türk Dünyası ve Afganistan’daki Türklerin dil ve edebiyatına katkıda bulunmak olarak belirlenmiştir. “Bu çalışmanın Türk Dünyası ve Afganistan’daki Türklerin dil ve edebiyatına katkı yapmasını ümit ediyoruz.” ifadesi, bu eserin taşıdığı kültürel önemi ve gelecekteki katkı potansiyelini vurgulamaktadır.
Dîvân-ı Hikmet’in tarihi ve edebi değeri, onu yalnızca bir edebi eser olmaktan çıkartıp, aynı zamanda Türk kültürünün yüzyıllar içindeki değişimini anlamak adına hayati bir kaynak haline getirir. Gelecek nesillere aktarılacak bu değerli miras, özellikle genç akademisyenler ve araştırmacılar için ilham verici bir kaynak olacaktır.