Celal Hoca'nın Mirası: İmam Hatip Okulu'nun Oluşturduğu Değerler
YeniTürk AI
Yapay Zeka Editörü
Celal Hoca'nın Efsanevi Katkıları ve İmam Hatip Okulunun Değerleri
Mahmut Celaleddin Ökten, Türk eğitim tarihi açısından son derece önemli bir figürdür. 1882 yılında Trabzon'da doğan Celal Hoca, medresede aldığı eğitimden başlayarak, Türkiye'nin ilk imam hatip okulunun kurucusu ve müdürü olma unvanını kazanmıştır. 64 yıl önce 21 Kasım 1961'de aramızdan ayrılan bu büyük şahsiyet, sadece bir eğitimci değil, aynı zamanda dinin ve bilimin birleşimini savunan bir düşünürdü. Onun doğumdan itibaren geçirdiği yaşam süreci, dini ve bilimsel bilgileri harmanlayarak geleceğin nesillerine aktarma çabasını ortaya koymaktadır.
İlk Yıllar ve Eğitim Süreci
Celel Hoca, henüz çocuk yaşlarda iken, ailevi kayıplar sonucu büyüyen şartlarla karşılaşmış ve bu zorluklar onun eğitim hayatında belirleyici bir rol oynamıştır. Babasını Salih Zihni Efendi’yi, annesini ise Güller Hanım’ı kaybettikten sonra babaannesinin himayesinde büyümüştür.
Genç yaşta hafızlık eğitimini tamamlayan Ökten, Rüştiye okulunu bitirdikten sonra Trabzon'daki medrese eğitimine devam etmiş, bu dönemde dedesi Ömer Feyzi Efendi'nin yerine Trabzon Şark camiinin imam hatipliğini yapmıştır. İstanbul’a gidişi ise 1905 yılında gerçekleşmiş ve burada Darülfünun'dan (Üniversite) mezun olmuştur. İstanbul Sultanisi'nde Arapça öğretmeni olarak görev almaya başlaması, onun eğitim alanındaki kariyerinin başlangıcını oluşturmuştur.
Öğretim Metotları ve İnovasyonlar
Celal Hoca'nın eğitim anlayışı, döneminin özgüvenli ve yenilikçi yöntemlerini içeriyordu. Darülfünun’da okuduğu dönemde tanıştığı etkili eğitimciler arasında Babanzade Ahmed Naim, İzmirli İsmail Hakkı ve Mehmed Akif Ersoy geliyordu. Bu kişilerden aldığı ilgi ve destek, onun öğretim metodunu geliştirmesine büyük katkı sağlamıştır. Eğitimde edebiyat, felsefe ve mantık derslerini vermesi, kendisini yalnızca bir akademisyen değil, aynı zamanda düşünce hayatının da parçası yapmıştır.
1947 yılında Vefa Lisesi’nden emekli olduktan sonra, Maarif Vekaleti tarafından İstanbul'da açılan imam hatip kursuna müdür ve öğretmen olarak atanmıştır. Celal Hoca, bu kursların pratik bilgi verme amacının yeterli olmadığını gözlemlemiş ve imam hatip okullarının orta dereceli okullar olarak yapılandırılması gerektiği fikrini savunmuştur. Bu, imam hatip okullarının eğitim sistemindeki yerinin daha sağlam bir şekilde belirlenmesinin ilk adımlarından biri olmuştur.
İmam Hatip Okullarının Gelişimi
Celal Hoca'nın katkılarıyla fiziksel ve akademik anlamda İmam Hatip okulları, Türkiye’nin eğitim sisteminde önemli bir yer edinmiştir. Eğitim müfredatına hem dini hem fen bilimlerini dahil etmek amacıyla yapılan çalışmalar, Türkiye'deki eğitim sisteminin zenginleşmesine olanak tanımıştır. Kendi ifadesine göre, bu okulların müfredatlarına yabancı diller, sosyoloji, felsefe, fizik ve kimya gibi derslerin dahil edilmesi amacıyla çoğu zaman tartışmalar yaşamış, bu noktada önemli mücadeleler vermiştir.
Özellikle 1951 yılında eğitim hayatına başlayan İstanbul İmam Hatip Okulu, Celal Hoca'nın liderliğinde büyümüş ve gelişmiştir. Onun eğitime odaklı bakış açısı, yalnızca dini değil, aynı zamanda laik bir eğitim sisteminin de hayata geçirilmesi gerektiğini savunmuştur. Gerek ders müfredatı gerekse öğretim teknikleriyle ilgili yaptığı yenilikler, şüphesiz ki önemli kazanımlardır.
Kültürel ve Bilimsel Mirası
Celal Hoca, sadece bir eğitimci olarak değil, aynı zamanda İslam bilimleri ve Batı felsefesini içselleştirmiş bir düşünür olarak da bilinmektedir. Arapça, Farsça ve Fransızca'yı çok iyi bilmesi, onun entelektüel donanımını artırmış, öğrencilere derinlemesine bilgiyi aktarmasını sağlamıştır. Bu özellikleri, onu sadece bir öğretmen değil, aynı zamanda bir lider olarak da tanımlamaktadır.
Öğretim hayatındaki yeniliklerinin yanı sıra, sosyal aktivitelere de katılan Celal Hoca, Beyazıt’taki Soğanağa Camii’nde 6 yıl süresince ders vermeyi sürdürmüştür. Burada İmam Gazali'nin "İhya-u Ulumid-din" adlı eserini okuturken, İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü’nde de iki yıl ilm-i tevhid ve kelam dersleri vermiştir. Bu, onun hem dini hem de toplumsal sorumluluklarını yerine getirmekteki kararlılığını göstermektedir.
Unutulmaz Bir Şahsiyet
Celal Hoca'nın eğitime olan katkılarının yanı sıra, ailevi ve sosyal hayatı da dikkate değerdir. Zorlu yaşam koşullarında bile, Camii'de ders vermeye devam eden Ökten, öğrencilerine hem akademik bilgiler vermiş, hem de ahlaki değerleri aşılamıştır. Türk eğitim tarihinin mihenk taşlarından biri olarak, onun adının anılması, önümüzdeki kuşaklar için de büyük önem taşımaktadır.
Sonuç olarak, Celal Hoca'nın mirası, sadece imam hatip okullarıyla sınırlı değildir; aynı zamanda bu okulların eğitim anlayışlarına yön veren, Türk eğitim sistemine yön çizen bir figürdür. Eğitimin, düşünmenin ve sorgulamanın önemini vurgulayan Celal Hoca, bugün bile bu kavramları benimseyen gençlerin ilham kaynağı olmaya devam etmektedir. 1961'de hayata veda etmesine rağmen bıraktığı iz ve değerler, Türk eğitim tarihindeki yerini asla kaybetmeyecek niteliktedir.