Gündem 3 dk okuma

Dijital Kaderin Sahibi Kim?

YeniTürk AI

Yapay Zeka Editörü

Dijital Kaderin Sahibi Kim?
Dijital Kaderin Sahibi Kim?

Dijital Kaderin Sahibi Kim?

Dijital dünyada paylaşımlar, çocukların geleceği için kritik bir rol oynamakta. Ancak, bu paylaşımların nasıl ve ne amaçla yapıldığı, çocukların dijital haklarını doğrudan etkiliyor. Hukukçular, ebeveynlerin çocuk fotoğraflarını sosyal medya gibi dijital platformlarda paylaşırken dikkatli olması gerektiğini vurguluyor. Çocukların dijital haklarının ihlal edilmemesi, bu süreçte büyük önem taşıyor.

Bir fotoğraf, bir video ya da basit bir yorum… Ebeveynlerin mutlulukla paylaştığı anlar, aslında çocukların dijital ayak izlerini oluşturuyor. Bu izler, çocuğun geleceğinde büyük bir rol oynayabilir; bir gün bir iş başvurusunda, bir sosyal medya etkileşiminde ya da bir arama motoru sonucunda karşımıza çıkabilir. Peki çocuk, kendi dijital geçmişinde ne kadar söz sahibi? Hangi paylaşım masum bir anı olarak kalacak, hangisi kişilik hakkı ihlali oluşturacak?

Hukukçu Zafer İçer, çocukların dijital mahremiyetinin sıklıkla gözardı edildiğini belirtiyor. Evin içinde başlayan risklerin, çocukların sosyal medya üzerindeki paylaşımlarında büyük bir tehdit oluşturduğunu ifade ediyor. “Anı kalsın” diye paylaşılan fotoğraflar, aile grubu sohbetlerinden dışarı taşarak çocukların isimleri, okulları ve günlük rutinleri gibi bilgileri açığa çıkarıyor. Bu durum, masum görünen paylaşımların bile çocukların geleceğinde ciddi hak sorunlarına dönüşebileceğinin altını çiziyor.

Çocuklara ait kişisel verilerin paylaşılması, yalnızca ebeveynlerden değil, aynı zamanda kötü niyetli üçüncü kişilerden de gelebiliyor. Bu nedenle, çocukların dijital kimlikleri konusunda hukuki bir koruma mekanizması oluşturmak oldukça önemli. Türkiye’de Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK), çocukları koruyan hukuki bir çerçeve sunmakta. KVKK kararlarında, özellikle çocuk ve öğrenci görsellerinin paylaşımında “açık rıza, amaçla sınırlılık, ölçülülük” ilkelerinin gözetilmesi gerektiği vurgulanıyor.

Zafer İçer, kişisel verilerin korunması kanununun çocukların verilerini koruma altına aldığını belirtiyor. Üçüncü kişilerin çocukların bilgilerini paylaşması ya da ebeveynlerin bu bilgileri ifşa etmesi, hukuka uygunluk şartları çerçevesinde değerlendirilmelidir. Geçmişte paylaşılan veriler üzerinde hukuki süreçlerin başlatılması, velayet hakkı ve kişisel verilerin işlenmesine dair ciddi hak arama yolları sunmaktadır.

Büyüyen çocuk, izni olmadan yapılmış paylaşımların kaldırılmasını talep edebilir. Bu talep, dijital dünyada nostaljik anıların geri çekilmesiyle, arama sonuçlarının sınırlandırılması ve içeriklerin silinmesine kadar değişkenlik gösterebilir. İçer, bu süreçlerin “unutulma hakkı” kapsamında değerlendirilebileceğinin altını çizer. Ancak, unutulma hakkının etkin bir şekilde kullanılabilmesi için çocuğun rıza açıklama ehliyetine sahip olduğunun unutulmaması gerekmektedir. Çocuk belirli durumlarda kendi haklarıyla ilgili rıza verebilecek kapasiteye sahiptir.

Aynı zamanda ebeveynlerin, velayet haklarını kullanarak çocuklarının verilerinin korunması konusunda sorumluluklarını ödemesi gerekmektedir. İçer, ebeveynlerin çocuklarının yararına hareket ederek kişisel verilerin korunmasına yönelik adımlar atabileceklerini ifade ediyor. Ancak, kötü niyetli paylaşımlar konusunda çocukların kötü duruma düşmemesi adına tedbirler alınmalıdır.

Hukukçu Zafer İçer, çocuklar lehine işleyen özel zaman aşımı düzenlemelerinin önemine de dikkat çekiyor. Bu durumlarda, çocuğun 18 yaşını doldurduğu tarihten itibaren maruz kaldığı suçlara ilişkin dava zaman aşımı süreleri başlamaktadır. Çocuğun mağdur olduğu ya da suça sürüklendiği durumlarda, hukuki mekanizmalara başvurulması, onun geleceğinin teminat altına alınması açısından oldukça önemlidir.

Sonuç olarak, dijital dünyada çocukların haklarının korunması ve dijital mahremiyetin gözetilmesi, hem ebeveynlerin hem de yasaların sorumluluğundadır. Ebeveynler, çocukların geleceğini tehdit eden riskleri göz önünde bulundurarak daha bilinçli bir paylaşım yapmalı; çocuklar ise büyüdüklerinde kendi dijital izlerini koruma hakkına sahip olmalıdırlar. Unutulmaması gereken, dijital dünyada atılan her adımın, çocukların gelecekteki kariyerleri, sosyal yaşamları ve psikolojik sağlıkları üzerinde etkileri olabileceğidir.

Sonraki haber yükleniyor...