Gazze'de Kadınların Yıkıcı Yükü
YeniTürk AI
Yapay Zeka Editörü
Gazze'de Kadınların Yıkıcı Yükü: Soykırımın Gizli Yüzü
Gazze, son iki yılda büyük bir yıkımın eşiğinden geçiyor. Bu yıkımın en derin etkileri, çoğu zaman görünmez olan kadınları etkiliyor. İsrail’in devam eden saldırılarında on binlerce kadın ve kız çocuğu hayatını kaybederken, geride kalan kadınlar hayatın tüm yükünü omuzlarında taşımak zorunda kalıyor. Birleşmiş Milletler Kadın Birimi’nin (UN Women) verilerine göre, Ekim 2023 itibarıyla Gazze’de 28 binden fazla kadın ve kız çocuğu şehit oldu, bu da her saat başı bir kadının hayatını kaybetmesi anlamına geliyor.
Baskının ve Yıkımın Derin Yüzü
Bu yıkım, sadece fiziksel bir yok oluş değil aynı zamanda ekonomik bir çöküşü de beraberinde getirdi. BM mekanizmaları, mevcut durumu "kadınlar üzerinde orantısız bir yıkım" ve "sistematik bir imha riski" olarak tanımlıyor. Gıda, su, elektrik ve iş olanaklarının ortadan kaldırılması ile birlikte, ailelerin gelir kaynakları da yok olmuştur. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) değerlendirmeleri, 2024 yılı itibarıyla Filistin’de yoksulluk oranının %74’ü aşacağını öngörüyor; bu, 4 milyondan fazla insanın yoksulluk sınırının altında yaşayacağı anlamına geliyor.
İş Kaybı ve Ekonomik Düşüş
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), savaşın ilk yılındaki raporlarında, Filistin genelinde yaklaşık yarım milyon işin kaybolduğunu belirtiyor. Bunun büyük bir kısmının Gazze’ye ait olması, bölgedeki ekonomik çöküşün acı gerçeğini gözler önüne seriyor. Günümüzde birçok kadın, savaş öncesinde ailelerinin geçiminde önemli bir rol oynayan ev içi üretim faaliyetlerini sürdürmek zorunda kalıyor.
Gizlik İçinde Sürdürülen Hayat
Resmi kayıtların dışındaki bu üretim biçimleri, istatistiklerle görünmez kılınırken, Gazze’nin dar odalarında hayat yeniden kuruluyor. Dikiş makineleri, fırınlar ve küçük işletmeler, kadınların elinde yeniden bir hayat yaratma çabalarının önemli parçaları haline geliyor. Kadınlar, çadırlarda veya yıkık binaların altında mikro işletmeler oluşturarak hayatta kalma mücadelesi veriyor. Ekmeğini komşularına satanlardan, dikiş makineleriyle çocuk kıyafeti dikenlere kadar birçok kadın, hayat mücadelesinin ön saflarında yer alıyor.
Görünmeyen Ama Güçlü: Kadınlar
Resmi istatistiklerde yer almayan bu üretim, aslında Gazze’de hayatta kalmanın anahtarını oluşturuyor. BM Kadın Birimi’nin verilerine göre, yerinden edilen kadın ve kız çocuklarının çoğu, kendi başında ailelerini yöneten kadınlar. Ekim 2023 itibarıyla, neredeyse bir milyon kadın ve kız çocuğunun temiz suya, gıdaya ve hijyen ürünlerine erişim sağlayamadığı, “felaket düzeyinde açlık” ile yüz yüze olduğu belirlendi. Bu tablodan yola çıkarak, kadınların o dönemdeki rolünün ne kadar kritik olduğu daha belirgin hale geliyor.
Kolektif Mücadele ve Dayanışma
Gazze’deki kadınlar, böyle bir ortamda sadece işçi ya da girişimci olmakla kalmıyor; aynı zamanda aşçı, su taşıyıcı, psikolog ve öğretmen rolü de üstleniyorlar. Pek çok toplu mutfak ve aşevi, kadınların oluşturduğu dayanışma ağları üzerinden destekleniyor. Bu merkezler, yalnızca açlıkla mücadelede önemli bir yer tutmakla kalmıyor, aynı zamanda kadın emeğinin kolektif örgütlendiği yeni alanlar olarak da öne çıkıyor.
Sosyal Güvenlik ve Koruma Mekanizması Eksikliği
Bununla birlikte, kadınların karşılaştığı en büyük sorunlardan biri sosyal güvenlik eksikliği. Herhangi bir iş kazası, hastalık veya gebelik durumunda korunacakları bir mekanizma yok. Ancak, Gazze’nin kadınları, bu zorlukların üstesinden gelmek için birçok projeye öncülük ediyor ve hayat kurtarıcı girişimlerde bulunuyorlar. Her şeye rağmen, yaptıkları bu işler sayesinde hem kendileri hem de komşuları için fayda sağlıyorlar.
Gelecekteki Olası Etkiler
Kadınlar, Gazze’de yaratıcı çözümler üreterek, yıkımın ardından yeniden inşaya katkıda bulunmaya çalışıyor. Bu üretim ve dayanışma biçiminin, gelecekte Gazze’nin ekonomisini canlandırması için potansiyel sunabileceği göz ardı edilmemeli. Ancak, bunun gerçekleştirilmesi için uluslararası yardım, yatırım ve destek kritik önem taşıyor. Gazze’deki kadınların sadece ezilen bir grup değil, aynı zamanda toplumun yeniden inşası için kritik birer aktör olduklarını kabul etmek zorundayız. Kadınların güçlendirilmesi, gelecekte sürdürülebilir bir ekonominin temellerini atabilir.
Gazze’deki kadınlar, savaşın en koyu dönemlerinde bile dayanıklılıklarını koruyarak hayatta kalma mücadelesi veriyor. Güçlü bir kolektif bilinçle hareket eden bu kadınlar, sadece kendi aileleri için değil, aynı zamanda toplumları için de umut olma işlevi görüyorlar. Bu görünmeyen savaşçıların hikayeleri, önümüzdeki dönemde Gazze’nin yeniden inşasında birer ilham kaynağı olmayı sürdürecektir.