Marmara Bölgesi'nde Yağışlar Üzerine Kapsamlı Değerlendirme

Marmara Bölgesi, alışılmış yağış miktarlarının çok altında kalan kasım ayı ile su kaynakları konusunda endişeleri arttırıyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine dayanarak, bu yılın kasım ayı yağış miktarı, uzun yıllar ortalamasına göre %18 azalmış durumda. Geçen yılın aynı dönemine ilişkin %4'lük bir düşüş, bu kaybı daha da derinleştiriyor. Son yıllarda kuraklık konusunda yaşanan değişiklikler, hem tarımsal üretim hem de su temini açısından ciddi sorunların habercisi olarak öne çıkıyor.

Yağış Verileri ve Analiz

Kasım 2024'te Marmara Bölgesi'nde kaydedilen yağış miktarı 61.8 milimetre, Kasım 2025'te ise 59.1 milimetre olarak ölçülmüştür. Bu rakamların, uzun yıllar ortalamasına göre %18'lik bir kayba işaret etmesi dikkat çekici. Özellikle bölgenin su kaynakları üzerinde yarattığı olumsuz etki göz önüne alındığında, bu durum endişe vericidir.

Öte yandan, Çanakkale'nin güney kesiminde ve Balıkesir'in batı bölgelerinde %40'tan daha fazla bir yağış artışı söz konusu. Bu istisnai durum, yerel su kaynaklarının geleceği açısından umut verici bir tablo sunarken, genel Marmara Bölgesi perspektifinde ise kuraklık sorununun derinleştiğini işaret ediyor.

Yağış Günleri ve Kuraklık Etkileri

Yağışlı gün sayılarının Kırklareli, Edirne, Tekirdağ, Çanakkale, Balıkesir ve Bursa’da 10-15 gün aralığında gerçekleştiği gözlemleniyor. Ancak bu kısa süreli yağışlar, genel itibariyle tarımsal sulama ve içme suyu rezervleri için yeterli görünmüyor. İstanbul Aydın Üniversitesi'nden meteoroloji mühendisi Güven Özdemir, kasım ayının yalnızca kurak geçmediğini, aynı zamanda sıcaklıkların da olağanüstü derecede yüksek seyrettiğini vurguladı. Özdemir, eski yıllara oranla kasım aylarının artık 1 ila 3 derece normallerin üzerinde olduğunu belirtti. Bu durum, yalnızca toprak ısısını artırmakla kalmayıp, aynı zamanda kuraklığın daha da belirginleşmesine yol açıyor.

Baraj Durumu ve Gelecek Senaryoları

Özdemir'in açıklamalarına göre, aralık ayının kış mevsiminin ilk ayı olmasına rağmen baraj doluluk oranları düşük seviyelerde seyrederken, İstanbul'un su ihtiyacının büyük bir kısmı dış havzalardan karşılanıyor. Şu an itibarıyla İstanbul'un barajlarında yalnızca 150 milyon metreküp su bulunduğu tahmin ediliyor. Günlük ortalama 4 milyon metreküp su harcandığında bu miktarın, sadece 40 gün için yeterli olduğu görülüyor.

Yağış eksikliği nedeniyle barajların doluluk oranlarının aşağıda kalması, şehirde büyük bir su krizine yol açabilir. İlerleyen dönemlerde, barajlarda yeterli su bulunmaması İstanbul’un su ihtiyacını doğrudan etkileyerek, kısıtlamalar ve fiyat artışları gibi sosyal sorunlara yol açabilir. Su kaynaklarının azalması, tarımda sulama düzeninin bozulmasına da neden olabilir ve bu da gıda fiyatlarını artırarak, halkın hayat standartlarını olumsuz yönde etkileyebilir.

Sonuç ve Öneriler

Marmara Bölgesi'nin yağış miktarında gözlemlenen bu ciddi azalma, sadece bir istatistik değil; aynı zamanda yaşam standartları, tarımsal üretim ve ekonomik büyüme üzerinde de uzun vadeli etkiler yaratabilir. Çiftçilerin, su yönetimi politikalarının ve kış mevsimine yönelik hazırlıkların tekrar gözden geçirilmesi gerektiği ortaya çıkıyor. Su tasarrufu yöntemleri ve alternatif su kaynaklarının değerlendirilmesi, gelecekteki su krizini önlemek açısından son derece kritik bir önem taşımaktadır.

Hükümetin bu konudaki proactive politikalar geliştirmesi, hem su kaynaklarının korunması hem de bu kaynakların sürdürülebilir olarak yönetilmesi açısından zorunlu hale gelmiştir. Yağışların artırılması için yapılan bilimsel çalışmalar, sulama yöntemlerinin iyileştirilmesi ve su tasarrufunu teşvik eden kampanyalar, bölgenin bu zor döneminden geçmesine yardımcı olabilir.