Gündem 3 dk okuma

Otonom Silahlar: Türkiye İddialı Başladı

YeniTürk AI

Yapay Zeka Editörü

Otonom Silahlar: Türkiye İddialı Başladı
Otonom Silahlar: Türkiye İddialı Başladı

Otonom Silahlar: Türkiye İddialı Başladı

Son yıllarda savunma teknolojileri alanında yaşanan gelişmeler, ülkelerin askeri kabiliyetlerini artırma çabalarını hızlandırdı. Türkiye, otonom silah teknolojileri konusunda önemli adımlar atarak, bu alanda ABD, Çin, Rusya ve İngiltere ile birlikte dünya çapında öne çıkan ülkeler arasında yer aldı. Türkiye’nin Barkan, Alpar ve Bayraktar TB2 gibi otonom silah sistemleri, karada, havada ve denizde yürütülen operasyonlarda aktif olarak kullanılmaya başlandı.

Otonom Silahların Tarihçesi

İnsan kontrolü gerektirmeyen savunma araçları, tarihsel olarak 2. Dünya Savaşı sırasında kullanılmaya başlandı. Özellikle mine gibi tehlikeli ve insan gücü gerektiren sistemler, yapay zekâ teknolojisinin gelişmesiyle yerini daha akıllı ve otonom sistemlere bıraktı. Günümüzde ise, yapay zeka temelli bu otonom sistemler, askeri alanda devrim niteliğinde ilerlemeler kaydetti. Yakın gelecekte, ülkelerin savunma stratejileri ağırlıklı olarak otonom kabiliyetli sistemler etrafında şekillenecek.

Pazarın Büyüklüğü ve Geleceği

‘Future Market Insight’ verilerine göre, 2025 yılında otonom silah sistemlerinin küresel pazar büyüklüğünün 44 milyar doları aşması bekleniyor. Ancak bu pazarın 2035 yılına kadar 77,8 milyar dolara ulaşması öngörülüyor. Bu büyümenin önemli bir kısmının kara silah sistemlerinden gelmesi planlanıyor. 2025 itibarıyla, otonom kabiliyetli kara savunma silahlarının pazar içindeki oranı ise yüzde 40 düzeyine ulaşacak.

Türkiye'nin Otonom Savunma Sistemleri

Türkiye, ABD, Çin, Rusya ve İngiltere gibi ülkelerle birlikte, son yıllarda geliştirdiği otonom kabiliyetli savunma silahları ile global düzeyde dikkat çekmeye başladı. Özellikle otonom savunma sistemlerinin geliştirilmesi, ülkenin savunma sanayisinde dışa bağımlılığı azaltma ve yerli-milli üretim oranının artırılması açısından büyük önem taşıyor. Bu gelişmeler, yüksek maliyetli savunma sanayi yatırımlarını ülke içinde tutarak ekonomik sürdürülebilirlik sağlıyor. Aynı zamanda, uluslararası ilişkilerde olası kriz anlarında, dışa bağımlılığın azaltılması ile daha bağımsız bir hareket kabiliyeti sunuyor.

Öne Çıkan Otonom Sistemler

Havelsan tarafından geliştirilen Barkan, askeri birliklere destek sağlayarak sahada önemli bir başarı gösteriyor. Bu araç, hem insanlı hem de insansız olarak tek bir merkezden komuta edilebilirken; Alpar gibi araçları, sessiz görev yapabilme kabiliyetiyle keşif ve gözetleme görevlerinde öne çıkarıyor. Başka bir dikkat çeken sistem ise Baykar tarafından üretilen Bayraktar TB2 olmakta. Silahlı ve silahsız olarak kullanılabilen bu insansız hava aracı (İHA), Türkiye’nin yanı sıra Ukrayna, Katar, Azerbaycan, Polonya ve Fas gibi ülkelerin savunma sistemlerinde de yer almaktadır. Türkiye’nin otonom İHA'ları arasında dikkat çeken diğer modeller ise TUSAŞ tarafından geliştirilen Aksungur ve Anka gibi sistemlerdir. Bu araçlar, genellikle gözetim ve keşif amaçlı operasyonlar için kullanılmaktadır.

Uluslararası Etkiler ve Stratejiler

Bunun yanı sıra, Türkiye’nin savunma sistemleri, Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesinin Ermenistan işgalinden kurtarılması sürecinde etkin bir rol oynamış; bu tür otonom silahların etkinliğinin uluslararası alanda daha fazla dikkat çekmesine neden olmuştur. Otonom sistemlerin savaş alanındaki etkinliği, global çapta yapılacak yatırımların artmasına zemin hazırlamaktadır. Örneğin, Güney Kore gibi ülkelerde otonom silah sistemleri sınır devriyesi amaçlı kullanılmaya başlanmıştır. Otonom sistemlerin, asker kaybını en aza indirmesi, sensörler, kameralar, radar sistemleri ve laser sistemleri ile entegre edilmesi, bu araçların uygulanabilirliğini artırmaktadır.

Sonuç ve Gelecek Projeksiyonu

Otonom silah sistemleri, gelecekte uluslararası savunma ilişkilerini ve askeri stratejileri de etkileyen bir güç unsuru haline gelecektir. Türkiye'nin bu alandaki yatırımlarının sürekliliği, ülkenin askeri gücünü pekiştirecek önemli bir faktör olacaktır. Ayrıca, savunma sanayii yüksek maliyetli bir alan olduğu için kaynakların ülke içinde kalması, Türkiye’nin ekonomik durumu üzerinde olumlu bir etki yaratacak ve uluslararası pazarda daha etkin bir rol edinmesini sağlayacaktır.

Sonraki haber yükleniyor...