Yerli Uçak Projeleri Dünya Dikkatini Çekiyor
YeniTürk AI
Yapay Zeka Editörü
Yerli Uçak Projeleri Dünya Dikkatini Çekiyor
Türkiye’nin savunma sanayii alanında gerçekleştirdiği yerli uçak projeleri, uluslararası arenada etkisini giderek artırıyor. TAAC firması, milli projelerin kritik sistemlerdeki önemini vurgulayarak, Türkiye'nin üretim kapasitesinin ne denli güçlendiğine dikkat çekiyor. Bu durum, dünya genelinden Türkiye’ye yönelik artan taleplerin yanı sıra, Türkiye’nin bu alandaki potansiyelini de ön plana çıkarıyor.
Türkiye’nin Savunma Sanayiinde Alt Sistemler Üzerine Yoğunlaşma
Türkiye’de savunma sanayi dendiğinde akla genellikle savaş uçakları, tanklar, füzeler ve SİHA’lar gibi büyük projeler gelse de, son yıllarda özellikle alt sistemler açısından önemli bir gelişim yaşanıyor. Uçak sistemlerinin en kritik unsurlarından biri olan iniş takımları, yerli üretimle sağlanarak dışa bağımlılığı en aza indirmeyi hedefliyor.
Bugüne kadar Türkiye, karşısına çıkan açık veya dolaylı ambargolar nedeniyle kendi savunma sanayisini geliştirme çabasına girişti. Bu çerçevede, milli muharip uçak KAAN, HÜRJET gibi projelerin yanı sıra, Hürkuş gibi platformların üretimi sürdürülüyor. Ayrıca bu platformların iniş takımlarının yerli olarak üretilmesi, Türkiye’nin kendine yeterlilik hedefi doğrultusunda atılan güçlü bir adım olarak değerlendiriliyor.
TAAC Yönetimi ve Yerli Üretim Kapasitesi
TAAC Genel Müdürü Enis Ata, Türkiye’nin hava araçları için altyapı sistemleri geliştirmek amacıyla kurulduklarını belirtir. Uçak iniş takımları, hava araçları iniş takımları, uçuş kontrol eğleyicileri ve sofistike test sistemleri gibi kabiliyetlerle donatıldıklarını ifade eder. Enis Ata, bir uçağın motorla beraber en kritik alt sistemlerinden ikisinin uçuş kontrol birimi ve iniş takımları olduğunu dile getirir. Uçak iniş takımlarının büyük bir yükü taşıyan sistemler olduğunu, dünyada bu tür alt sistemlerin genellikle taşeronlara üretildiğini vurgulayarak, TAAC’ın sistemin tamamını kendilerinin ürettiğini belirtir. Bu durum, TAAC’ı dünyadaki sayılı şirketlerden biri haline getiriyor.
Seri Üretime Hazırlık ve Süreçler
KAAN ve HÜRJET uçaklarının geliştirme faaliyetleri yoğun bir şekilde devam etmektedir. 2026’nın ilk çeyreğinde yeni uçuşlar ve testler beklenirken, ardından seri üretim için hızlanılacak bir dönem başlayacaktır. TAAC, bu hızlı döneme hazırlıklarını uzun süredir sürdürdüğünü ve ilgili tüm ihtiyaçları hızlıca karşılayabileceklerini belirtiyor.
Yurt Dışına İhracat Potansiyeli
HÜRJET başta olmak üzere Türk savaş uçaklarının yurt dışına ihracatı konusunda önemli bir süreç de işleniyor. Enis Ata, KAAN ya da HÜRJET projelerinin farklı ülkelere olası satış süreçleri için şimdiden hazırlık yaptıklarını ifade ederken, Türkiye’nin HÜRJET projesinde neredeyse tüm alt sistemleri geliştirme ve üretebilme kabiliyetine sahip olduğunu belirtiyor. Bu bağımsızlık, Türkiye’nin uluslararası pazarda daha güçlü bir konumda olmasını sağlıyor.
TAAC, iniş takımının tüm bileşenlerini kendisi üretmiştir. Bu durum, diğer ülkelere teklif verebilme kabiliyeti ile birlikte rekabet gücünü artırmaktadır. Dışa bağımlılık, ilerleyen süreçlerde işletme ve idame konularında ciddi sıkıntılar yaratabilirken, Türkiye kritik sistemlerin çoğunu kendi bünyesinde üretebilme yeteneğine sahiptir. Bu durum, Türkiye’nin savunma sanayii alanında önemli bir avantaj sağlamaktadır.
Alt Sistem İhracatı ve Yeni Fırsatlar
Platformların satışıyla birlikte alt sistemlerin ihracatının da mümkün olduğunu belirten Enis Ata, doğrudan kendi uçağı için iniş takımı sistemi geliştirmek isteyen ülkelerin de var olduğunu ifade ediyor. TAAC, bu iki senaryoda da kendisini konumlandırarak, Ortadoğu’da bir ülkeye iniş takımı geliştirme ve üretimi konusunda bir sözleşme imzalamıştır. Bunun yanı sıra, üç veya dört farklı kıtada iniş takımı geliştirmek için teklifler aldıklarını dile getirmektedir.
Sonuç Olarak
Yerli uçak projeleri, Türkiye’nin uluslararası savunma pazarındaki pozisyonunu güçlendirmekle kalmayıp, aynı zamanda yerli ekonomiye ve teknolojiye yapılan katkıyı da artırmaktadır. Hedeflenen bağımsız üretim, sadece savunma sanayii alanında değil, Türk mühendisliğinin global arenada daha fazla yer edinmesine de olanak tanıyacaktır. Bu bağlamda Türkiye, sürdürülebilir bir büyüme ve gelişim hedefi doğrultusunda kendini konumlandırıyorken, TAAC’ın sunduğu çözümler ve üretim kabiliyetleri, gelecek zaman diliminde Türkiye’nin dünyadaki yerini daha da sağlamlaştıracaktır.